Mutluluk Her Yerde -1 (Mutluluk Kelebektir)

Hooop dolaptan çıkarıp tarhana kavanozunu, göz kararı döküyorum tencereye… üzerine yine göz kararı su… iyice yumuşasın diye beklemeye bırakıyorum… Sağ elim fırının düğmelerini ezbere çevirip geriye çekilirken sol ayağım ekmekliğin önüne yetişmiş oluyor. Beş ya da altı dilimi küp küp kesip pişirme kağıdı serdiğim tepsiye yayıyorum. Fırın da ısınmış bu arada… kapağını açıp sıcacık koynuna bırakıveriyorum tepsiyi. Sırada az önce tencerede bıraktığım su ve tarhananın çorba için hazırlanması var. Biraz sıvı yağ, nane, tuz… yine her şey göz kararı… Tencereyi ocağın yüksek ısılı gözüne oturtup şimşir kaşığımı sağ elime alıyorum. Bundan sonraki tüm işim pişinceye dek sürekli karıştırmak… Çoğunlukla dilime çok sevdiğim kısık sesli bir melodi yapışıyor… kaşık tencerenin içinde ne kadar dönüp duruyorsa söylediğim parçanın sözleri de yeniden yeniden yeniden dilimde dönüp dönüp duruyor. Ve başlarken hiç bitmeyeceğini sandığım karıştırma işlemi bir kez daha son buluyor, çünkü çorbamın göbeği löp löp yapmaya başlamış oluyor ve bu löpler tencerenin yüzeyindeki danslarını dışarılara da taşırmak için can atıyor. Hemen o anda kapatıyorum düğmeyi…Mis kokulu çorbayı kepçe ile alıp kaselere boşaltıyor.. ardından kaseleri pencere kenarına soğumaya götürüyorum. Minik küp ekmeklerim de istediğim kuruluğa gelmiş oluyor bu arada… Zira rengi kopkoyu olsun istemiyorum… öyle olmak için iyice kızarırken çünkü tadı da acılaşıyor. Hafif kızarıp epeyce kurumuş olması  ideal kıvam… Çorbalar soğurken pencere kenarındaki küçük masayı hazırlıyorum. Ne zaman tarhana çorbası pişse bizim evde.. dışarıda buz gibi bir kış havası ve hatta bazı günler şiddetli yağmur, lapa lapa kar bile oluyor.  Ve aslında bu çorbayı tam da bu havalar çağırıyor.

İşte böylesi anlarda…  Mutluluk kelebekleri de pır pır kanatlanıp içimizde uçuşuyor.

tarhana-corbasiMutluluk; sevgiyle ve neşeyle yapılmış bir kasecik sıcacık çorbayı, sevdiceğinle birlikte hoş sohbetler eşliğinde kaşık kaşık içmede … her kaşıkta ağzına dağılan nefis tatla bir süre sonra bulunduğun yerden anılar diyarına geçip kendini Yeşilyurt sokaklarında buluvermede, bir vakit oralarda mutlu mesut dolanıp bir dolu anıyı tazeledikten sonra içi kıpır kıpır bir halde yeniden sofraya dönmede… Aklında kalan hoş detayları yeniden dillendirmede… özlemle yad etmede…

flamingolarMutluluk; yine soğuk bir kış günü.. günlerdir evde tıkılı kalmışlıktan da hayli bir sıkılmış iken.. otomobile atlayıp amaçsızca gezindiğin bir anda.. hiç olmayacakları bir yerde… tuzlu deniz suyuna başlarını daldırıp yakaladıkları kabuklularla karınlarını doyurma telaşı içinde olan sevimli bir flamingo sürüsüne rast gelmekte…

(Onları fark ettiğim andaki sevincimi tarif etmem imkansız. Birkaç köy yolunda gezinip kır havası soluduktan sonra tam eve dönecekken kocacığın “Hadi Bolayır Altı’na gidelim” demesi ile direksiyonu az ilerideki sapaktan sola kırmış, deniz kenarındaki toprak yoldan tıngır mıngır ilerlemeye koyulmuştuk.  Derken ötelerdeki kıpırtıyı fark ettim… “Orada bir şeyler var.. Orada bir şeyler var..” söylemimle kıpırtıya doğru yöneldik… Gelibolu’da, hele ki deniz kıyısında göreceğimiz hiç aklımızın kıyısına gelmeyen… son yıllarda yastıklara, kupalara, giysilere, başka bir dolu ev ve mutfak eşyasına ilham olmuş flamingolar.. en güzel, en gerçek halleriyle az ötemizde, hem de denizin içinde, başlarını suya sokup ağızlarına aldıkları şeyleri tıkınır vaziyette, şeker mi şeker, sevimli mi sevimli bir halde öylece duruyorlardı. Yaklaşsak uçarlar mıydı? Fotoğraf makinesini ayarladıktan sonra otomobilden inip yerde çömelir vaziyette ilerledim yanlarına… Fark ettikleri anda denize doğru yürümeye başlamışlardı ama uçmaya kalkışmamışlardı. O andan itibaren içimdeki heyecan ve sevinç patlamalarını bastırıp daha sakin daha yavaş bir halde yaklaştım. Çoktan seyredalmıştım bile… Kocacığın “renklerini fark ettin mi, bazıları pembe” seslenişi ile henüz doğru düzgün fotoğraf çekmemiş olduğumu fark ettim… Deklanşöre basmayı dakikalar sonra akıl edecektim…)

Mutluluk; hiç aklında yokken rast geldiğin bu güzellikle büyülenip içinde bir dolu kelebeğin havalanıp kanat çırpışını hissetmekte… içinin pır pırı ile an’da donup kalmada.. aklını devre dışı bırakmada… bu hallerinden de müthiş bir keyif almada…

kar-kapli-bankMutluluk; hasta olduğun günlerde lapa lapa yağan karla buluşamamanın hüznünü taşırken toparlanıp kendine geldiğin bir vakit, bir sabah uyandığında yeniden kar yağdığına tanık olduğun anda, sarınıp sarmalanıp  kendini derhal sokaklara atmanda… gördüğün güzelliklerin hangi birini çekeceğini şaşırıp.. oradan oraya koşmanda… henüz senden önce kimselerin ayak basmayıp el sürmediği güzellikleri gördükçe kendinden geçip heyecanlanmanda… etrafını saran bembeyaz örtünün her haline bakıp bakıp için için coşmanda…

kis-keki-1Mutluluk; uzun kış gecelerini bol baharatlı, balkabaklı bir kış keki ile daha da katlanılası, şenlikli-neşeli vakitlere dönüştürme telaşında… buram buram tarçın ve yeni bahar kokan, tadı da nefis mi nefis bu keki, fotoğraflarda ölümsüz kılmak üzere kış ganimetlerinle özene bezene süslemede… süslerken aklından hoş ve güzel şeyler geçirmende… için için gülmende… gülümsemende… yemende değil de, en çok da yapmanda, seyretmende…

kalansoMutluluk; son bir yılı yalnızca yeşil yaprakları ile geçirmiş ve çiçekleneceğine dair de hiçbir belirti vermemiş olan kalanşomun üstünü minik minik tomurcukların sardığını görmemde bir gün… sonra gidip gelip takibe alıp başka bir gün  ise o tomurcukların pıtır pıtır patladığına, yeşillerin üzerini sarı sarı, mini mini çiçeklerin kapladığına tanıklık etmede…  Bebeğini kucağına henüz almış anneler kadar sevinmede… (Hele ki o çiçekler öyle merakla, öyle heyecanla beklendiler ki…)

nikon-d7200-newtoyMutluluk; yaklaşan doğum gününün  Ocak ayının bitmesine  az bir zaman kalmış olduğunun da bir göstergesi olduğunu hatırlamakta …  dolayısıyla bahara şunun şurasında ne kaldığını düşünmekte… kırların yine yeniden renk renk çiçeklerle dolacağını, ağaçların gelinliklerini giyip en süslü halleriyle salınacağını, havanın daha da ısınacağını düşleyip sıcacık, tozpembe hayallere dalmakta… Ve mutluluk; doğum günün geldiğinde kocacığın hediyesi ile sevinçten havalara uçup çocuklar gibi şen olmakta… Özellikle çiçeklerin detay fotoğraflarını daha da derinlikli çekebileceğini keşfedip bir an önce kırların çiçeklerle dolmasına dair safiyane hayallere dalmakta…

eski-evMutluluk; güneşli bir günde kendini Osmanlı’dan kalan mahallelere atıp yeni fotoğraf makinenle dış-çekim denemeleri yapmakta… Önlerine otomobil parkedilmemiş evleri gördükçe sevinçten havalara uçmakta… deklanşöre bastıkça basmakta…

16244396_1280496715390766_1575328627_n2Mutluluk; dünyanın başka başka yerlerinde senin için zaman ayırıp doğum günü kartları hazırlayan birilerinin olduğunu bilmekte… vefalı insanların varlığından kesmediğin ümitle, arayıp soran her arkadaşına  teşekkür etmen minnetle…

watching-movieMutluluk; evde olduğun günlerde ve uzun kış gecelerinde istekle ve heyecanla üstüste bir dolu film, bir dolu dizi izlemede… Dünü, geçmişi ve hatta içinde bulunduğun günün bütününü unutup yalnızca an’da kalmada… ve unutup her şeyi içine daldığın ekranda kaybolmada… Zira ruh ve beden ikilisi bazen dinlenmeyi salt bu halde bulmada… ve mutluluk; bu ikilinin isteği üzre yan gelip yatmada, yayıldıkça yayılmada.. günlerce, haftalarca…

orkideMutluluk; artık yaşamından ümit kestiğin iki soluk yeşil yapraktan ibaret orkidenin bir anda boyuna uzayan bir dal verip bir süre sonra o dalın ucunu –tıpkı eskiden olduğu gibi- bembeyaz çiçeklerle donattığını görmende… Ve sevmende bu bebek çiçekleri tüm kalbinle…

cuhalar-1-editliMutluluk; aylardır tezgah açmayan Pazar çiçekçilerinin bir Salı sabahı tezgahlarını, renk renk çuhalarla doldurduklarına rast gelmekte… “en güzel” ünvanını sarı çuhalara verip 5 TL. gibi komik bir rakama tam 4 saksı çiçeği kapıp sevinç içinde eve gelmede… daha gördüğün anda içini kıpır kıpır eden bu güzelliklere baldan tatlı diller döküp renk renk kovaların içine aldıktan sonra baktıkça neşeleneceğin köşeler hazırlamada…

Ve bu köşeye bakıp neşelenmek her defasında…

yeni-orguMutluluk; bir süredir uzak kaldığın hobinle yeniden yakınlaştığını hissetmekte… Aylardır kapısını açmadığın yüncü dükkanına koşup heyecanla yeni ipler seçmekte… Hele ki öreceğin şey kendineyse… ve çok isteyip de elinin bir türlü gitmediği ise…

Şevkle yeni bir işe başlamak mutluluk!…

20160131_092045Mutluluk; çuhalardan sonra baharın habercisi nergislerin de Pazar tezgahlarında yerlerini aldıklarını görünce havalara uçup mal bulmuş mağribiye dönmekte… Şu minicik bir demet nergisin salona doldurduğu kocaman, kesif, keskin kokuyu her nefeste derin derin içine çekip salonda kalmak için bahaneler üretmekte…

Hele ki bahara olan özlemim iyice kabarmış, ev içine tıkılı kalmış olduğum günlerden sıkılmışlığım dilime vurup arsız arsız ayyuka çıkmış iken… Geçmişten hoş kareler getirip gözlerimin önüne seriyor, ruhumun sakinleşip ehlileşmesine vesile oluyor ise…

martilar-1Mutluluk; rüzgarın deli gibi esmekten yorulup  bir süreliğine inzivaya çekildiği günlerde kocacıkla elele tutuşup sahili boydan boya turlamada… Mest olmada; dalgaların şırıltısında… martıların bebek sesli çığlığında… balıkçı teknelerinin homurtusunda… geçip giden otomobilin ruhu o anlık saran nostaljik radyosunda… denizin dalgalanan suyunda… havanın kadife yumuşaklığında… gökyüzünün adına yakışır gök mavisinde…  toprağın tatlı kış uykusunda… kayaların balıkçıllara ve martılara ev sahipliği yapışında… var olduğunu ve yaşadığını… ve en çok da dünyanın aslında güzel bir yer olduğunu hissettiğin o kısacık izole anda…

Mutluluk; diğer martıların aksine fotoğraf makineni görüp de korkup kaçmayan şu iki sevimli şeyin yandan yandan ne yaptığını dikizleyerek sanki poz vermek ister gibi, görüş alanına doğru yürüyüp sergilediği dostane duruşunda… ve pek meraklı bakışında…

kelebeklerMutluluk; mutluluk denen şeyin tıpkı bir kelebeğe benzediğini keşfetmende… peşine düştüğünde uçup gidebilecek kadar uçarı ve acımasız iken hiç olmadık zamanlarda gelip birden bire içine doluşan… farkındalığını artıran… ruhunu huzurla dolduran…neşe katan… iyi yapan… muazzam bi şey olduğunu ayırt etmende…

Ve aslında o kelebekler her yerde…

Bu satırları okuyan sevgili okur, sen de mutluluğu arıyor musun? Kendi kelebeklerinin peşine düş ve hadi sen de derle!

Bu yazı mutluluk her yerde içinde yayınlandı ve , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

5 Responses to Mutluluk Her Yerde -1 (Mutluluk Kelebektir)

  1. Ecehan dedi ki:

    Mutluluk; bu güzel satırlarla buluşmakta…
    Mutluluk; her daim tertemiz ve çok düzenli o evi,o evde yaratılanları, bu güzel ötesi fotoğraflarla huzuru bulmakta…
    Ruhum çoşuyor, yaşayın, var olun, harikasınız…
    (Israrlı takipçiniz Ecehan ben, bir wordpress adresim çıkıyor yorum yaparken, ;-)) )
    https://turkkadinlari.blogspot.com.tr/

  2. Ecehan dedi ki:

    ;-)) pardon, değiştirilebiliyormuş zaten, tekrar sevgiler…

  3. rusyena dedi ki:

    Mutluluk; böyle şeker yorumlarda… mutlu dönüşler almada…
    öpüyorum çok… 🙂

  4. Arzu Sarıyer dedi ki:

    Mutlulukla okudum,mutlu oldum; dilerim mutluluğunuz daima artar, hiç eksilmez.Sevgiler

  5. rusyena dedi ki:

    Ben de bu şeker yorumla bir kez daha mutlu oldum…. çok teşekkürler… sevgiler…

Arzu Sarıyer için bir cevap yazın